Cuma, Ekim 27, 2006

playing safe

herkesin hayatında hayatı yaşamaya dair bir felsefesi vardır, belki çoğu bunu kelimelere dökemez ama direkt yaşarlar. çok uzun süre benim felsefemin "hayatı yaşa" olduğunu düşünmüştüm, şimdi dönüp baktığımda ise bu tanımın eksik olduğunu esasında "hayatı olabildiğince güvende yaşa" demenin daha doğru olduğunu fark ediyorum. her adım attığımda o kadar çok düşünüp, tartıp, biçiyorum ki sonunu bile görebiliyorum. ve sanırsam bir zamandır geçirdiğim buhran dönemim bu "sonunu görmek" yüzünden oldu, çünkü ben her ne kadar olabilecekleri görebildiğimi iddia ettiysem de hayat o yöne gitmiyor. ve hayat benim "vizyonumdan" çıktıkça, bende hayattan kopuyorum. ruh gibi oldum son zamanlarda, hissizleştim, mutlu değilim ama mutsuz da değilim. en kötüsü bu sanırsam, yani keşke mutsuz olsam o zaman değiştirmem gerekeni bilirdim.

kabullenmek zor ama hayaline fazla inanmak yanlışmış, şimdi anlıyorum. fazla hayal etmemek gerekiyormuş, yoksa düşünce canın çok acıyormuş. belki de kendime fazla güvendiğim için fazla hayal ettim, işleri oluruna bırakmadım ve "olacakları" bildiğimi sandım. o yüzden her adımı bu kadar tarttım, doğru yolda olup olmadığımı görmek için. keşke biraz daha rahat olsaydım, karamsar olmazdım belki bu kadar, yaptığım her kararın yanlış kısmını görmekten sıkıldım artık. düzelir miyim acaba?

dediğim gibi buhran dönemime denk geliyor bu yazılarım...

Pazartesi, Ekim 16, 2006

özetledim

uyandım.kalktım.yıkadım. soyundum,giyindim.taradım. yedim.fırçaladım.unuttum.

çıktım.bindim,indim. yürüdüm.bastım.bindim. durdum.indim.yürüdüm. geldim.oturdum.

açtım.baktım.yazdım. gittim.hazırladım.içtim. baktım.baktım.sinirlendim. sıkıldım.

açtım.dinledim.okudum. yorumladım.geçtim.baktım. güldüm.yazdım.konuştum. esnedim.

giyindim.çıktım.yürüdüm. yedim.gezdim.geldim. oturdum.baktım.yazdım. okudum.sıyrıldım.

kalktım.hazırladım. içtim.batırdım,yedim. okudum.sordum,soruşturdum. yenildim.

baktım.kalktım.üşüdüm. yürüdüm.bindim.indim. çıktım.soyundum.yıkadım. rahatladım.

aldım.zapladım.baktım. gittim,hazırladım,yedim,içtim. oturdum,baktım,güldüm. konuştum.

sevdim,besledim,oynadım. gittim.soyundum.okudum. yattım.uyudum.unuttum.

Cuma, Ekim 13, 2006

tepkime süresindeki gecikmeler

artık alıştım, yani lütfen alışmış olayım yoksa diğer şık umursamamak olacakki bu bence çok daha kötü...

çarşamba akşam kendimi 1 seneden sonra ilk defa tez konum hakkında okuma yapmaya vermiştim ve arada tv'de zaplama hareketini tek elimle gerçekleştiriyordum ki - ve arada kardeşim "hakan şükür gol attı" diye kapıma kadar gelip bağırıyordu ki yanan bir binanın görüntüsü saniyenin onda biri hızla ekrana geldi sonra geçti... biraz düşündüm, bir de dream tv'deki "rock me" de güzel klibe baktım, geri geldim aynı ekrana ve anladım ki ny'ta bir binaya uçak çarpmıştı veya öyle olduğu dile getiriliyordu ve canlı yayında veriliyordu...

beynimin içindekiilk tepkim: "mümkün"

hiç şaşırmadım, evin içinde başka birine haber verme gereği duymadım, açtım kanalı, sesini açtım ve izledim, sanki film izler gibi izledim... bir terör durumu olup olmadığı belli değildi ama benim aklımda olmadığı düşüncesi çoktan oturmuştu, neden bilmiyorum ama belki de görüntülerin etkisiydi... sonuçta bir apartmanın sadece 4 penceresi yanıyordu ve daha önce izlediğim "filmde" binlerce insanın olduğu bir binanın 5 katı birden yanıyordu... yani göreceli olarak aynı değildi bu olay... sonunda sıkıldım ve büyütülecek bir olay olmadığına karar verdim... ancak ondan sonra ev içine haberi yaydım...

evet, telaşa kapılmadım, tepki vermem biraz zaman aldı, bunun nedeni nedir? benim karakterim mi yoksa hayatın ve çevremin beni proglamlamasının sonucu mu?

gerçekten cevabı bilmiyorum.... kendini tanımaya devam...

Salı, Ekim 10, 2006

rejim yaparken duymaktan sıkıldığım ve hatta cevap vermeye tenezül bile etmediğim cümleler:

"bu kadar mı yiyeceksin?" --> kendisi bu arada ağızına 5. dilim pizasını sokuyor
"ama yağ koymassan ottan başka bir şey olmazki" --> zaten hayatında salata yemedin, nerden bilicen be adam?!?
"gel sana tatlı ısmarlıyım" --> sen şişman olabilirsin, neden beni kıskanıyorsun ki
"şimdi bunlar mı sağlıklı?" --> yok canım, senin yemekte olduğun whooper çok daha sağlıklı
"senin yemeğin daha pahalı tuttu, ama biz doyduk" --> doydun ve gerine gerine kocaman göbeğini kaşıdın, walla "priceless" bir andı benim için

ve de tüm rejim yapmama karşı olanlar:

ben yemek yemeği çok seviyorum ama artık mide rahatsızlığı ve pantolona giremem gibi nedenlerle rejim yapıyorum, yani sağlıklı bir zayıflığa ulaşmak istiyorum, mümkünse bunu anlayın ve SUSUN!!!

bekleyiş



yaz başlangıçında taksim'de çektiğim bir fotoğraf... ben bekleyen ile arkasındaki tezatlığı açığa çıkarmak istemiştim ama o zamanki makinamın azizliğine uğradım ve arka fonu net alamadım...

gene de hoşuma gidiyor, sanırsam renkler en çok beğendiğim noktası...

beklemekle geçerse hayatın
elbet biri gelir yanına
ama üzülürsün eğer gelen
hayal kırıklığınsa