tag:blogger.com,1999:blog-342191882024-03-19T21:58:04.175+03:00unrealistic & dreamerreal, not real, unreal, obviously real. dream, nightmare, dreamer, definitely sleepy. love, hate, insane, mentally sane. happy, sad, so-so, actually depresive.mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.comBlogger81125tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-25613777752571504152010-03-30T14:17:00.001+03:002010-03-30T14:17:42.645+03:00Destressing Your Skin<img style="visibility:hidden;width:0px;height:0px;" border=0 width=0 height=0 src="http://counters.gigya.com/wildfire/IMP/CXNID=2000002.0NXC/bHQ9MTI2OTk*Nzc2MDk4NSZwdD*xMjY5OTQ3ODYwODYwJnA9NDQyNjAyJmQ9Jm49YmxvZ2dlciZnPTImbz1kNzAzYzBkNzAxMzY*/OWU3OGMwNmY4YzZhMDE3MTFjYiZvZj*w.gif" />Hi, check my new fantastic look @ <a href='http://www.dove.us/?dl=/Expertise/Articles/expert_advise.aspx%7Ccp-documentid=7051147&source=shareBlogger' target='_blank'>http://www.dove.us/?dl=/Expertise/Articles/expert_advise.aspx%7Ccp-documentid=7051147&source=shareBlogger</a>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-83461193977128228702008-11-03T18:13:00.001+02:002008-11-03T18:15:39.066+02:00dün akşam çok yazmak istedim, pazar akşamını güzel geçirmek istedim ama açılmadı, şimdi ise işten bi şey yazmak istemiyorum, umarım eve gidince açılırsın blog seni gidi...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-45162513589505101172007-12-03T23:09:00.000+02:002007-12-03T23:11:08.113+02:00sağ beyinli seni gidi<table width=350 align=center border=0 cellspacing=0 cellpadding=2><tr><td bgcolor="#DDDDDD" align=center><font face="Georgia, Times New Roman, Times, serif" style='color:black; font-size: 14pt;'><b>You Are 15% Left Brained, 85% Right Brained</b></font></td></tr><tr><td bgcolor="#EEEEEE"><center><img src="http://images.blogthings.com/areyourightorleftbrainedquiz/brain.jpg" height="100" width="100"></center><font color="#000000"><br />The left side of your brain controls verbal ability, attention to detail, and reasoning.<br />Left brained people are good at communication and persuading others.<br />If you're left brained, you are likely good at math and logic.<br />Your left brain prefers dogs, reading, and quiet.<br /><br />The right side of your brain is all about creativity and flexibility.<br />Daring and intuitive, right brained people see the world in their unique way.<br />If you're right brained, you likely have a talent for creative writing and art.<br />Your right brain prefers day dreaming, philosophy, and sports.</font></td></tr></table><div align="center"><a href="http://www.blogthings.com/areyourightorleftbrainedquiz/">Are You Right or Left Brained?</a></div>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-14691718620023455922007-11-06T21:31:00.000+02:002007-11-06T21:37:03.332+02:00daydreamingdaydreaming during car driving<br />having the best time<br />for one or two minutes<br />then a blast there<br />and a crash nearby<br />last thing remembered<br />a darkness coming by<br />but no movie of your life<br />hope to see some good times<br />a disappointment instead<br />last thought<br />"what a boring life,<br />no suprise about daydreaming"mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-32959076368543874002007-06-07T22:29:00.000+03:002007-06-07T22:45:06.625+03:00white rabbits<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit7GckkmF86UP7o-V-JSMZZbMqLksuZHGFR37_nOYdW0hOGRs4Bqdo3FADgnpmi8aVxwL19IqwFwQ5MCsabYFFMd1Ae7x_m7_kvgeZRCK3BRLWy4ayrQ6l1ggWmsndJ9Xj9Soj/s1600-h/white+rabits.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5073410013492541314" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit7GckkmF86UP7o-V-JSMZZbMqLksuZHGFR37_nOYdW0hOGRs4Bqdo3FADgnpmi8aVxwL19IqwFwQ5MCsabYFFMd1Ae7x_m7_kvgeZRCK3BRLWy4ayrQ6l1ggWmsndJ9Xj9Soj/s320/white+rabits.jpg" border="0" /></a> <div><div>Missouri'li bu altı kişilik grup hakkında çok şans eseri haberim oldu ama iyiki oldu. zaten nette fazla göze batmıyorlar, ne soko gibi ünlü bir şarkıları var ne de the national yeni albümü kadar çok konuşuluyorlar. ama şarkıları kendileri adına size sesleniyorlar ve süperler... 2 vokalin güzel harmonisi kadar 2 baterinin ritmik birlikteliği <strong><em><span style="color:#ff0000;">White Rabbits</span></em></strong>'i tekrar ve tekrar dinlemek için yeterli sebepler... </div><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5073409807334111090" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3tNxOoYDtWQV1ZWKSSq7qTENGY_3nqTKQhNPUz4py3jogQugEfJfMlu-FdQh0il-UudkSOjc5I1eP8btYD0EHT6UCHf491R-riddUyOyEyose2daBwLsTcaRRKwkIBj9GKWtf/s320/fort+nightly.jpg" border="0" />kesin tavsiye, ne yapar ne edersiniz bilmem ama albüm <strong><em><span style="color:#ff0000;">Fort Nightly</span></em></strong>'i bulun, edinin ve dinleyin...<br /><div></div><br /><div><a href="http://www.myspace.com/whiterabbits">http://www.myspace.com/whiterabbits</a></div><div> </div></div>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-27372240936458688632007-06-03T23:16:00.000+03:002007-06-03T23:19:36.947+03:00ve asıl konu...ben eskisi gibi bol bol giremiyorum nete, indiremiyorum yeni müzikler ve yazamıyorum yeni yorumlar... gene bi şekil yoluna koymayı planlıyorum hayatımı ve işimi, ama şimdilik cumartesileri de çalıştığım için bana kalan nadide zamanları uyuyarak, arkadaşlarımı görerek ve içerek geçirmeye çalşıyorum... ama bak gene söz veriyorum ki okur - amma çok söz verdim bugün :) - kendimi toparlayıp eskisi kadar olmasada haftada en az 2 kere buraya yazmaya devam edicem, keep you posted!!!mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-25347880237489552172007-06-03T22:59:00.000+03:002007-06-03T23:12:56.801+03:00güvenli sürüştrafiği sevmiyorum, araba kullanmaktan korkuyorum ve gel görki yeni işimin en büyük olayı araba... arada "bunu da öğrenmen gerekiyor, al işte sana şans" diye düşünürken bazen de ""sıçtım kızım şimdi, ya kaza yaparsan, ölmekten beter olup sakat kalırsan" gibi karabasanlar basıyor beni. tabi bunda en son tem'de 3 spin atmış olmanın da etkisi var, neyseki ne biz birine çarptık ne de biri bize, ama gene de arada gözümün önüne geliyor dönerken bi an far görmek sonra düzelmek ve sonra tekrar far görmek... bu kazayı annemlere bile anlatmadım, bi daha beni başkasının arabasına bindirmezlerdi. hoş bunlardan ders almak gerek, şöyleki:<br /><br />1- hız yapma<br />2- yağmur yağarken hız yağma<br />3- araban pekte matah değilken hız yapma<br />4- dikkatini dağıtacak konuşma yaparken hız yapma<br />5- telefonla konuşurken hız yapma<br /><br />neyseki bizim şirket güvenli sürüş konusunda kafayı yemiş durumda. her cuma saat 10'da ofiste kimseyi bulamazsınız, herkes toplantı odasında o günün başlığı hakkında tartışılıyor. mesela bu haftaki konu telefon ile konuşma idi. bir arkadaşın niye telefonlarına bakmadığını öğrendik, meğersem bi keresinden bi duvara toslamış konuşurken, yani tecrübe etmiş, ayrıca büyük parton herkes önünde söz verdi konuşmayacağına dair. ben zaten araba kullanırken çok fazla konsantre olmak zorundayım, bir de telefonu açmaya çalışırken bile kesin bi kaza yaparım, o yüzden bende buradan söz veriyorumki araba kullanırken mümkünse telefonu sessize alıp gitmem gereken yere kadar kendisini unutucam.<br /><br />ayrıca 3 temmuz günü - <strong><em>ki Blonde Redhead biletim alınmıştır</em></strong> - bir de güvenli sürüş eğitimi var, duyduğuma göre böyle yere köpük fln sıkıyorlarmış ve böyle değişik durumlarda nasıl arabayı kontrol etmen gerektiğini öğretiyorlarmış, ki bence süper... öğrenir ve uygularım artık :)mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-9810768715857821782007-05-10T23:24:00.000+03:002007-05-10T23:39:53.527+03:00ağız kokususalı günü işimdeki - daha doğrusu eski işimdeki - son günümdü. zaten son 3 haftadır ofisteki bitkilerden daha az iş yapıyordum, onlar en azından oksijen sağlama ve güzel gözükme işlevlerini yerine getiriyorlardı (çok saolun bu arada.) tüm motivasyonumu kaybetmiştim ve hiç arayıp bulmakla da uğraşmadım, ne de olsa gidiyordum... ve gittim...<br /><br />iki gündür annemle sokaklarda geziyorum, dün okula gidip 2 yarıyıl daha uzatabilmek için hocalardan imza aldım, bugün de kalp hırıltımın ne olduğunu öğrenmek için doktora gittim, neyseki normalmiş, hırıltımla - veya doktorun deymiyle üfürüğümle - yaşayabilirmiş. mide fotoğraflarımın yanına birde kalp headshotlarım eklendi, diğer organlar kıskanmasınlar diye dua ediyorum.<br /><br />etrafta gezinirken aklıma yüzlerce düşünce üşüşüyor, hatta o anda 2 paragraf yazı yazabilecek malzeme hazırlıyorum. sonra eve gelip bunları yazmayı istiyorum ama eve gelene kadar üstlerinden başka yüzlerce paragraf geçmiş oluyor ve hepsi birbirine karışıyor, aklımda geriye de hiçbir şey kalmıyor. ne zaman aklımdan "bak bu konu hakkında şöyle düşünüyorum, öyleyse böyle yazarım" geçirsem hemen başka bir konu atlıyor ve "hani bana hani bana" yapıyor. bilirsiniz kimseyi kırmak istemem, o konu hakkında da düşünmeye başlıyorum ve bir zincirleme başlıyor, başım doluyor, düşünceler birbiri üstüne istifleniyorlar ve sonunda "yeter bea amma doldu burası" diyip kulaklarımdan akıp gidiyorlar. umarım daha iyi birer beyin buluyorlardır, tek dileğim budur...<br /><br />aklımda sadece müzik yazıları kalıyor, "şimdi şu grup hakkında bunu yazarım, şu adamın şu fotosunu kullanırım." bazen müzik düşüncelerim VIP veya ÇÜŞ düşüncelermiş de aklım başka işe çalışmıyormuş gibi hissediyorum.<br /><br />hoş bu blog olayını abartmışta olabilirim, sonuçta kimse bana para vermiyor buraya yazayım diye, verseler süper oldurdu da neyse... o anda ne yazmak istiyorsam onu yazma özgürlüğümün olması güzel, editör ağız kokusu yok... örneğin bu yazıda olduğu gibi :)mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-91952666046424016142007-05-02T12:09:00.000+03:002007-05-02T12:23:04.474+03:00junior boys<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVP4Te8gEfmM7gCuGzE_qsLAREvIOjFxHWQqH_qNbHwdWOeOf-S07p865ksk82IHwWClclgCy1TvYwdR7ql9CvbOiqexEVsMkQemqBl_cIIigjPZ7gJ6QJNvIs9Ze-Zcy0hbEu/s1600-h/juniorboys.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5059890409287691394" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVP4Te8gEfmM7gCuGzE_qsLAREvIOjFxHWQqH_qNbHwdWOeOf-S07p865ksk82IHwWClclgCy1TvYwdR7ql9CvbOiqexEVsMkQemqBl_cIIigjPZ7gJ6QJNvIs9Ze-Zcy0hbEu/s320/juniorboys.jpg" border="0" /></a> <div align="center"><span style="color:#ff0000;"><em><strong>electronic pop + minimal techo = junior boys.</strong></em></span> </div><br /><div></div><div>"in the morning" parçalarını dinledikten beri kendileri hakkında daha çok şey öğrenmeye, "so this is goodbye" albümlerini daha sık dinlemeye başladım bu 2 kişilik kanadalı grupu...</div><br /><div></div>özellikle <em><strong><span style="color:#ff0000;">hot chip</span></strong></em> bu süper şarkılarına süper bir remix yapınca daha geniş kitlelere ulaşmayı başardılar... işin ilginci hot chip remix'inde ilk 1 dakka boyunca hangi şarkı oldğunu kesinlikle anlamıyor ve "belki yanlş indirdim" gibi düşüncelere dalıyorsunuz, ama hayır!! sabır!! elbet "in the morning"in hazzını alacaksınız...<br /><br />bu arada şarkının klibini çok kötü bulduğumu, uzaylı/kaçırılma olayının şarkıya hiç uymadığını da belirtir, tavsiye olarak video'nun sesini açmanızı, kendi gözlerinizi kapamanızı öneririm...<br /><div></div><br /><div></div><br /><p align="center"><embed src="http://www.youtube.com/v/BiI-3uRfaSc" width="425" height="350" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent"></embed></p>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-13263747783466422872007-04-25T11:54:00.000+03:002007-04-25T13:45:47.647+03:00the rapture vs. justin<div align="left"></div><div align="left"></div><div align="left"><br />bunu paylaşmazsam çatlarım: the rapture ile ilgili internette gezerkene şöyle bir haberle gark!gurk! oldum:</div><div align="left"><br />"Timbaland, who will be producing Justin's third solo record, has said that <span style="color:#ff0000;"><strong><em>Timberlake's next album will sound like The Rapture.</em></strong></span> The two worked together on Timberlake's 2006's 'FutureSex/LoveSounds' album, and Timbaland mentioned that, after initial conversations, they want the new material to sound like 'House Of Jealous Lovers', The Rapture's iconic single from 2002, reports the US edition of GQ."</div><div align="left"> </div><div align="left"></div><div align="left"></div><p align="center"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhToorb13GdCxTUitCDq9hrQ8qUnwmD9k2Qc3pQZ3takCfT2ziPNo3OgAueBJxpG6rQ0Dgg8d_nRU1kCOVAFfuqIG4jWTU-K7IbhMnhyt_5CU4ktDgUP94Y7sVYPlar0nqjRgJm/s1600-h/the+rapture.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5057288715668270178" style="CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhToorb13GdCxTUitCDq9hrQ8qUnwmD9k2Qc3pQZ3takCfT2ziPNo3OgAueBJxpG6rQ0Dgg8d_nRU1kCOVAFfuqIG4jWTU-K7IbhMnhyt_5CU4ktDgUP94Y7sVYPlar0nqjRgJm/s320/the+rapture.jpg" border="0" /></a></p><div align="left"></div><p align="center"> </p><p align="center"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQycYh-Z_J07sESGvnKIWIo_5q6qWRkhfc_6l3TI6uEYvSMSIHU-bwZwJUuM3raKh4S3vLwxlecTxQokO2XNGE0VFqV6ZnpPn9HAzh6OLGAS_KodWAtvURAs0M-PdakRy1MVZj/s1600-h/jt.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5057288801567616114" style="CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQycYh-Z_J07sESGvnKIWIo_5q6qWRkhfc_6l3TI6uEYvSMSIHU-bwZwJUuM3raKh4S3vLwxlecTxQokO2XNGE0VFqV6ZnpPn9HAzh6OLGAS_KodWAtvURAs0M-PdakRy1MVZj/s320/jt.jpg" border="0" /></a></p><div align="left"><br /><br /></div>merakla beklediğimi, çok şeyler beklemediğimi belirtir, Justin'e kolay gelsin derim...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-20840497894949559362007-04-25T10:57:00.000+03:002007-04-25T11:13:33.096+03:00Shearwaternormalde ipodunuza takılı olan kulaklık alınır ve düşük bir ses versede ofis ortamında hoparlör yerine kullanılmaya başlanır, böylece hiçbir müzik olayından geri kalınmaz :)<br /><br />New York Times tarafından 2006'ın en iyi albümlerinden biri olarak gösterilen<span style="color:#ff0000;"><strong><em> Shearwater</em></strong></span> albümü Palo Santo'yu tekrar kucaklamaya hazır mısınız? Bazı kısımları yeniden kaydedilen, yeniden masterı yapılan bu albüm ile, orijinal şarkıların nasıl daha dinlenebilir, baterinin, piyanonun ve Jonathan Meiburg’nin içinize işleyen sesinin nasıl daha da güzelleştirebileceğine inanamıyacaksınız.<br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTE8z4QePxu9c2EL7romC46nAp8Ij2NS_OSYZlPTLi9MLRc0_lAj5Zt12GPBs5voyV98SqTMj7cd9rqMcZxmvFba0V_UcP8eJ8MNngASssgaaLvcYESKFITeRoXmiaqUwarGBZ/s1600-h/shearwater.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5057272085554900050" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTE8z4QePxu9c2EL7romC46nAp8Ij2NS_OSYZlPTLi9MLRc0_lAj5Zt12GPBs5voyV98SqTMj7cd9rqMcZxmvFba0V_UcP8eJ8MNngASssgaaLvcYESKFITeRoXmiaqUwarGBZ/s320/shearwater.jpg" border="0" /></a>şimdi diyebilirsiniz ki ne gerek var geçen senenin şarkılarına/gruplarına, sene daha üçte birini doldurmadan yüzlerce yeniler çıktı, örneğin Maximoo Park albümü tamamladı, Blonde Redhead Temmuz'da konserinden önce 23 ile kalbimizi çaldı, ne gerek eskiye? walla ben de bilmiyorum ama şarkılarını dinlemek bana büyük haz veriyor bu grubun ve 2006 yılında paylaşamamış olmanın getirdiği suçluluk duygusunu hafifletmeye çalışıyorum sanırsam... bu yeniden düzenlemeyi görünce dedim işte tam zamanı kendilerinden bahsetmenin, ve emin olun haklıyım, kendilerden bahsedilmesi gerekiyor...<br /><br /><div>myspace: <a href="http://www.myspace.com/shearwater">http://www.myspace.com/shearwater</a></div><div> </div>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-78041611757429430892007-04-24T11:47:00.000+03:002007-04-24T12:04:10.486+03:00"unique""unique" kelimesini severim. bence türkçe'de tam bir karşılığı yok, "ender" veya "nadir" eşsizliğini göstermiyor, "benzersiz" veya "yegane" özgünlüğünü açıklamıyor, "biricik" tekliğine vurgu yapmıyor.<br />her insanın "unique" olması gerektiğine inanıyorum, genetik mirası bakımından ve ayrıca karakter özellikleri bakımından yoğurulmuş herkesin "unique" olması gerek. aynı tornadan çıkmış insanları sevmiyorum, kendini dışarı vuran insanları seviyorum. toplumun kulağına fısıldadığı kelimeleri cümle içinde kullanmak zorunda kalanları sevmiyorum, kendi kelimelerini oluşturanları ve cümle kurmak zorunda hissetmeyenleri seviyorum. ancak o zaman "unique" olmayı onurlandırmış olur bir insan. başkası gibi olmak istemek ne kadar yanlış ama ne kadar kolay...<br />bu kadar laftan sonra kendime bakıyorum da, ben de bazen toplumun yaratığı oluyorum, öyle düşünüp öyle giyiniyorum, böyle konuşup böyle susuyorum, şöyle alıp şöyle veriyorum... "unique" olmama daha yol var, üzerimdeki toplumu atmaya hala çalışıyorum...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-3807328667025430382007-04-11T10:40:00.000+03:002007-04-11T10:45:39.596+03:00müzik kutusu - aramüzik yazılarıma bir miktar ara vermek durumundayım... normalde iş yerinden müzikleri indirip, boş zamanlarımda (ki baya var) dinleyip, haklarında okuma yapıp yazılar yazıyordum... ama ne oldu, hoparlörüm kırıldı, yenisini ne zaman alırız belli değil, hoş istifa ettiğimde almayabilirler bile... eğer ki evden girersem internete (ki işten sonra akşam evden internete girmek benim için bir külfet) ancak o zaman bi ihtimal yazarım, ama gerçekten küçük bi ihtimal...<br /><br />bu arada yeni iş olunca iş saatlerinde hiç giremicem bu tür müzik dinleme olaylarına, o zaman akşamları girmek için çok fazla motive olmam gerekecek, bakalım hayırlısı...<br /><br />ps: <a href="http://www.radarlive.com/">http://www.radarlive.com/</a> kesinlikle kaçmaz, gidelim...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-5805318402114835312007-04-10T16:44:00.000+03:002007-04-10T17:16:45.583+03:00evet, ikinci kere ofiste ağladım, beni ağlattılar, tuvalette gitmeme, kapıyı arkamdan kapıyıp klozete sinme hareketi ile hıçkırıklara boğulmama sebep oldular... seninle paylaşamayacağım şey yok okuyucu, bunu yaptırdılar bana...<br />bazen diyorumki, sen kim myst iş hayatı kim, bu telaş bu stres bu yalan dünya seni yiyor bitiriyor... ben yalan söyliyemedikçe benden daha çok yalan söylememi, ben kıvaramadıkça daha çok kıvırmamı beklenirken ben daha dürüst oluyor, direkt evet-hayır moduna geçiyorum... mühendis oldukki cevaplar 1-0 bazında olsun, kesin olsun, gözle görülür olsun, kanıtlanablir olsun, ben de fazla yorulmak zorunda kalmıyım. ama gene de döndük dolaştık insanlara laf anlatmaya geldik, lafları çevirmeye çalıştık ve yorulduk... insnalar yoruyor adamı...<br />üstüne üstlük yeni işimde daha çok insanla iletişim kurucam, daha çok bu tür durumlarla karşılaşıcam, daha çok yalan söylicem...<br />kara kara düşünmüyor değilim bazen...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-90442631795870085272007-04-05T12:06:00.000+03:002007-04-05T16:43:42.027+03:00müzik kutusu - biraz dans takılalım!!<div><div><div><div><div><div><br /><div><div><div><div><div><div> </div><div>efendim eskiden rock müzikten kafasını kaldırmayan ben bu aralar, ki son 2-3 senedir, biraz daha ortama ayak uydurmaya, dasn yeteneklerimi farklı müzik projelerinin kullanımına sunmaya başladım. tabiki kalbimizde rock müziğin yeri ayrı ama şu aşağıdaki güzelliklere bakar mısınız lütfen:<br /><br /><strong><em><span style="color:#ff0000;">portecho</span></em></strong><br />bu ikili beni benden aldılar geçen hafta studiolive'da... bir laptop ve 2 güzide insan yetermiş zıplamaya, çoşmaya ve kendinden geçmeye... "in this town we have no symphaty" dedikçe çoştuk... çok heyecanlıydılar sahnede, sizi de şarkılarının içine çekme özellikleri süper... tüm ortamlarda dinlemeye, takip etmeye karar verdim...<br /></div><div></div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5049930648033666754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-Q5cBaecjSyWjuBd4o8dfBupRWO5zvflqNsWSyPV8fmBcsKulshbXZ9Ei1omjDGp7sq6CmHSLnhv34HU5vf5CaX3aUOCPQRMOuL-i-i2jLm4eoRMtBAzxBYhy60xF10RTAtJC/s320/1031140889_l.jpg" border="0" /><br /><div><a href="http://www.myspace.com/portecho">http://www.myspace.com/portecho</a><br /></div><div></div><br /><div><span style="color:#ff0000;"><em><strong>hot chip</strong></em></span></div><div>"over and over" şarkısının klibini izledikten sonra daha da sevdiğim, dans ederken hep beraber şarkı söyleyen bu erkekleri kıskandığım için kimse beni suçlayamaz. remix işleri zaten çok güzeldi, üstüne kendi şarkılarını da kattılar. dinleyin efendim...<br /></div><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5049935235058738898" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghtvhn00NxSPxtQi9wPJPg9SyIHbvRZSSSvcNcuYTYZlOYD1xuHZE3bX5hfDLA123C1TWR2DNyTnqPfbj6jFj0twCkuCyhEGIlLS61EjdJ2O2_LubFOtqo-iMQoGzZSPaXOcJT/s320/hotchipdh5.jpg" border="0" /></div><p><a href="http://www.myspace.com/hotchip">http://www.myspace.com/hotchip</a></p><strong><em><span style="color:#ff0000;">calvin harris</span></em></strong><br />iskoçya'da herşeyi kendi yapan bu arkadaşımız seksi sesi, güzel miksleri ile "80'lerin"un dibine vuruyor, aralara electro atıyor ve biz de acaip eğlenip acaip dans ediyoruz. haa bu arada çokta tatlı bir çocuk, gelsin en önden izlerim :) "acceptable in the 80's" süper bi şarkı bu arada...</div><div> </div><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5049938091211990754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1VGjBrrdcvGpUibi1F_37FeOe0WoV_IvDjHcnT2kiDM6h9viADAumvZt-CbNoTxw9zmc835B1o363M_gIdimq55rBGlGVSbiiR-CPLZAK6q4eE3peZxKNLqxx-cWYVuMGHooh/s400/1149524203_l.gif" border="0" /></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div><br /><p> <a href="http://www.myspace.com/calvinharristv">http://www.myspace.com/calvinharristv</a></p><p>"eğlenin, eğlendirin" motomuzun da bu günlük sonuna geldik, bi dahaki sefere görüşmek üzere... </p><p> </p>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-42727773806663706182007-04-05T11:01:00.000+03:002007-04-05T11:03:17.098+03:00<em><span style="color:#ff0000;"><strong>"Expecting the world to treat you fairly because you are good is like expecting the bull not to charge because you are a vegetarian."</strong></span></em> anonmysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-6571663426942507312007-03-30T16:24:00.000+03:002007-04-05T11:08:16.806+03:00Tom McRae - End of the World News<p><embed src="http://www.youtube.com/v/Lkf6jMyYn8M" width="425" height="350" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent"></embed></p><p></p><p>unutmuşum bu güzel parçayı, paylaşmak istedim...</p><br />You wake up to the sound of alarms and your<br />Driving your fabulous car<br />Listening to the music that reminds you<br />You used to be young you used to be young<br /><br />And now youre searching, for a sign with your name<br />To define you the king of the game<br />What will you do when theres nothing left<br />For you to earn and for you to learn<br /><br />So dose me up once is not enough<br />I can still see the ground<br />And from this high rise view looking down on you<br />Im not the one wasting my time<br /><br />And every culture has its own magazine<br />And information takes the place of your dreams<br />Finding ways to fill up the silence<br />But its all that you need turn on your tv<br /><br />So dose me up once is not enough<br />I can still see the ground<br />And from this high rise view looking down on you<br />Im not the one wasting my time<br /><br />This is the end of the world news<br /><strong>This is the end of the world news <span style="color:#ff0000;"><em>sponsored by god</em></span></strong><br /><br />So dose me up once is not enough<br />I can still see the ground<br />And from this high rise view looking down on you<br />Im not the one wasting my timemysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-74688146633425865812007-03-28T12:12:00.000+03:002007-03-28T13:43:38.504+03:00eski nesil feci geliyor<div><strong><em><span style="color:#ff0000;">78 yaşındaki dedem</span></em></strong> email adresi almış!!! hiçbir şeyden geri kalmıyor ve bunu çok beğeniyorum. babam anlatmıştı, en son ziyarete gittiklerinde 5 gün boyunca babamdan öğrenmeye çalışmış, tabi direkt soramıyor, babam ne zaman bilgisayarın başına otursa yanına gidiyormuş "şimdi bu ne, ne işe yarar? emailler ne?" sonunda "bana da bir email adresi alalım" demiş ve voala!! umarım ben de büyüyünce (çook büyüyünce) onun gibi olabilirim. </div><div></div><br /><div> </div><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5046924014826477954" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUaC0HTlEzwPyloEZ0G9mXEKYz99e9U4Rs1Za-_F25f7ck73s-10gF_omE0Rwbnu7LQMhkEKvERufeYxTFcOZTLu7R-AmgVcjuQNw2k0kJC24PmMOu4d__ECDbJqUoU_rMfNVS/s320/DSC_006921.JPG" border="0" /></div><br /><p>tabi ilk kez email almanın sonucu olarak önce güzide fotolar olsun, powerpointte hazırlanmış sevgi sözcükleri olsun, bu tür spamlar ile benim mailbox'ımı dolduruyor, ama hiç önemli değil, istediği kadar email atabilir, ona kotam sonsuz!!!</p>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-5157563892235187442007-03-27T13:58:00.000+03:002007-03-27T14:18:46.772+03:00kiss kissaklımızı güzel şeylere çalıştıralım biraz veya aklımızı güzel şeylerle dolduralım biraz: <span style="color:#ff0000;"><strong>Kiss Kiss</strong></span><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpTe2bWG1FB2F7AyQM50hv3X-ex1bDV1RLapnJU4qZ2Sstc21UetkVSxLWlPYpgLeKbiPd5bOX5Hq05m8MUjxPgxgcp7ubrC23RQyEfwNsm6AwLsBaboTX9sCxiYCMb_dRjFV_/s1600-h/kisskiss.gif"></a><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5046557543328454402" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpTe2bWG1FB2F7AyQM50hv3X-ex1bDV1RLapnJU4qZ2Sstc21UetkVSxLWlPYpgLeKbiPd5bOX5Hq05m8MUjxPgxgcp7ubrC23RQyEfwNsm6AwLsBaboTX9sCxiYCMb_dRjFV_/s320/kisskiss.gif" border="0" /><br /><div>orkestra müziğini progressive yapmayı başarmış bu 5 kişi, NY'tan çıkıp kulaklarımızın içine vurmak suretiyle kendilerini dinletmeyi başarıyorlar. kısaca Indie / Experimental / Progressive yapmaya gayret ettiklerini öğrendim. "Machines" ve "Dress Up" süper iki parçaları... bi blogta şöyle bi giriş yapılmış: "Remember how boring those orchestra concerts in elementary school were?" walla ben bilmiyorum, buralarda ilkokulda orkestrayı hecelemeyi bile hocaların çoğu bilmiyordu, hiç böyle bir deneyim yaşamadım, ama Kiss Kiss yaşanılması gereken bir deneyim...</div><div> </div><div>ps: her iki post'ta toplam 3 kere "suretiyle" kelimesini kullanmış bulunmaktayım, hayırlısı...</div><div></div>mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-86161035514130519612007-03-27T13:49:00.000+03:002007-03-27T13:58:53.789+03:00yeni olan ne?evet geçen hafta ortaya çıkan ve benim hafiften baş dönmesine uğramama sebebiyet veren hadise: <strong><em>yeni bir iş teklifi alacak olmam</em></strong><br /><br />yanlız ortadaki küçük sorun: daha teklifi almamış olmam... bu yüzden biraz tırsmak suretiyle, biraz da nazar değmesin suretiyle burada açıklamak istemedim ilk başta ve esasında hala biri çıkıp "şaka lan, bak kamera" diyecek diye düşünüyorum...<br /><br />haftaya ararız demişlerdi, hala aramadılar, bu da üstüne tuz biber ekiyor olayın...<br /><br />neyse alıyım teklifi, kabul ediyim, şu andaki şirketime nasıl açıklayacağımı düşiniyim ve gidip istifayı bi veriyim, çok rahatlıcam... (bknz: önce nikah, sonra gerdek)<br /><br />bu arada eğer bazı noktalarda anlaşamazsak işi kabul etmeme gibi bi durum var, bana başka şehir önerebileceklerini söylediler, lakin ben istanbul'dan başka şehirde başarılı bir hayat sürdüreceğime inanmıyorum, zaten sevenlerim benim gitmemi istemezler di mi :)<br /><br />fingers crossedmysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-90999414172268905102007-03-22T11:47:00.000+02:002007-03-22T11:51:40.616+02:00yeni bir şeybi şeyler oluyor, hatta sanırsam oldu ve bitti ama daha başlamadı, ben bile tam anlamış değilim, anladığım zaman sizlere haber vericem, mutlu olmam gerek ama nasıl olucağımı unutmuş olabilirim, zamanla idrak ettikçe mutlu olurum belki de...<br />ne dedim şimdi ben de bilmiyorum ama bi şeyler oldu gerçekten ama tam olmadı, tam olsun bi...<br />offf ne diyorum ya??? :)mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-54860980167735107532007-03-18T18:13:00.000+02:002007-03-18T18:20:29.879+02:00ODTU Felsefe Bölümü Baskani Prof. Dr. Ahmet Inam ile yapilan bir söylesi:<strong>- Sevgili hocam, memleketin durumunu nasil görüyorsunuz?</strong><br />Feci sekilde kokusmus bir seyler var. Simdi tabi bu lafi 1500 sene önce Platon da söylüyormus, 500 sene önce Hamlet de söylüyordu, otuz yildir da ben söylüyorum. Hayatimiz kokusuyor, güzel bir söz degil ama böyle. Insanlarin seyrettigi televizyon dizileri kötü, okudugu kitaplar kötü, ama benim sikâyetim bunlarin kötü oldugunu söyleyen insanlardan. Sürekli sikâyet edene entel diyoruz. Ne kadar çok sikâyet ederseniz o kadar entelektüel oluyorsunuz. Oysa, Entelektüel mutlu bir adamdir, burada mutlu demek memnun anlaminda degil. Mutludur, yasanan çirkinlikleri görür fakat bunlari kabul etmez. Çirkinlikleri nasil düzeltebilecegini düsünür, yolunu yordamini bulur. Kokusmusluk, önce kendimizle olan iliskimizde basliyor. Kendimizi çok fazla degerli gördügümüzü sanmiyorum. Isin beteri kendimizi adam yerine de koymuyoruz. Yemek yemiyor artik çagimiz insani, tikiniyor. Yemegin tikinmaya döndügü, sevismenin düzüsmeye döndügü bir çagda yasiyoruz. Bütün bunlar yozlasmis bir hayati gösteriyor, çünkü ortada zevk yok. Zevkin hançerlendigi bir yasam var.<br /><br /><strong>- Kendimizi nasil kurtaririz bu hançerden?</strong><br />Hazlarin pesinden kosarak degil tabi. O da hayatimizi sürdürmek için, sabah sekiz aksam bes çalistigimiz isler kadar kokusma belirtisi. Eglenmek için yaptigimiz seyler de otomatiklesiyor. Çünkü su film seyredilecek deniliyor, herkes o filmi seyrediyor, su yazar okunacak diye emir geliyor, herkes o yazara çullaniyor. Fakat herkes o yazardan ne anliyor? Mademki farkliyiz, herkes o farki yasamali. Ama fark da bize giydirilen bir seye dönüsüyor. Beymen'den giyinince farkli oluyorsun. Kendimizden kaynaklanmiyor. Yani diplomalar, nasil yasayacagimiz, her sey bize disaridan giydiriliyor. Ama kim giydiriyor derseniz, kimse giydirmiyor aslinda, birbirimize giydiriyoruz. Böyle olunca yasama sevinci kayboluyor, bu çok büyük bir tehlike.<br /><br /><strong>- Ögrencilerinizin yarisinin anti-depresan kullandigi dogru mu?<br /></strong>Dogrudur. Bizim ODTÜ civarinda hayat bir beladir diye algilaniyor herhalde. Sürekli sisiriliyor gençler, sen akillisin diye. Ailelerin de beklentisi büyüyor. Ama küçük bir basarisizlikla karsilastiklarinda hemen bunalima giriyorlar. O kadar el bebek gül bebek yasamaya alistirilmislar ki, acilara tahammülü olmayan insanlar yetismeye basliyor. Yaralar almaya baslayinca, bir çikis noktasi bulamayinca ya ilaçlarla tahammül etmeye çalisiliyor ya da savunma mekanizmalari asiri gelisiyor.<br /><br /><strong>- Bu durum basariya kosullanmaktan mi kaynaklaniyor?<br /></strong>Basarili olsan, basarinin hiçbir ölçütü olmadigi için, nerede duracagini bilemiyorsun ve basari dangalagi oluyorsun. Sürekli önüne havuç konmus esek gibi kos Allah kos. Iskolik oluyorsun. Basarisiz olsan geride durmaya tahammül edemiyorsun. O yüzden basari ve basarisizliginin disinda bir hayati seçmis olabilirsin, yani serseri olmak çok daha iyidir bence. Basarisizlik ve büyük beklentiler bir aradaysa o zaman anti- depresanci oluyorsunuz. Bunlarin disinda üçüncü bir yasamin pesindeyseniz yaratici olmak zorundasiniz. Yani dünyaya posta atmis, egemen degerlerin disinda bir insan olmak gerekir. Dünyaya posta atabilmeniz için de önce kendi degerlerinizin olmasi gerekir.<br /><br /><strong>- Mutsuzluk bulasici mi?</strong><br />Pisirik, güvensiz insanlarin bu kokusmusluktan çikma sansi yok. Mutsuz ve sinirliysen bol bol sigara içersin ve kisa bir süre sonra ölürsün. Mutsuzluk uzun sürmez. Trafikte kavga edersin, bir araba sopa yersin. Sevgilinle sevisemezsin, iktidarsiz olursun. Onun için rahat olmak lazim. On derste rahat olma kitaplari simdi çok satiyor. Orada yazanlarin tam tersini yaparsan belki biraz rahatlarsin.<br /><br /><strong>- Hayvan dergisine verdiginiz beyanatta: "Bilge dedigin firlama olur" demissiniz. Bu görüsünüzde israrli misiniz?<br /></strong>Gayet israrliyim, hatta bu görüsümü daha da ileri götürdüm, bilge dedigin hem firlama olur, hem de pust olur diyorum. Bilge, hayatin bütün hazlarinin ardindan kosar ama o hazlarin hiçbirinin dangalagi olmaz. Serserilerle konusur, berduslarla arkadaslik eder, bir sürü dedikodunun farkindadir, magazinleri izler ama bulasmaz. Günde on bes dakika televizyon izler ama sonra genellikle evleri iki katli oldugundan yukari çikar, Mevlana'yi Farsçasindan okur, yatmadan önce iki bardak sarap içer. Bilge adamda hem sokakta süren hayati yasayabilme yetenegi ve gücü vardir hem de o hayatin disina çikabilme cesareti. Yani bilge insan, hayatin içindedir. Leman'i, Penguen'i okudugu zaman esprileri anlar, mel mel bakmaz. Yani ben bilgeyim, bu adamlar ne biçim espri yapiyor, çok ayip demez. Son çikan küfürleri bilir. Yeni küfürler üretir. Yasamdan tat almayi bilir ama bunu hiçbir zaman ayaga düsürmez. Ayagiyla yasadigi yasami, yukari çeker. O küfür ettigi zaman, küfür onda besmele gibi bir sey olur. Bizde bilge, yerinden kalkmaz, aksakalli, yemek yemez, çisi gelmez biri olarak bilinir. Oysa bilge dedigin dogal gaz kuyruguna girer, sirasini kapan olursa kavga eder, gerekirse karakolluk olur.<br /><br /><strong>- Bu tanima göre bilgelik, akademisyenlikle pek örtüsmüyor.<br /></strong>Akademisyenlik kötü bir is. Bilgelige aykiri, otuz yildir millete not veriyorum, kusturucu bir sey, biktim anasini satayim, hepinize sifir diyecegim bir gün. Ya da hepinize yüz, ne fark eder. Bilgelikle akademisyenlik arasinda bir iliski olabilir, o da yasi 18-20 olanlarla sürekli bir arada olmaktan kaynaklanan bir sey. Bu avantaji kullanirsaniz, yeni kalabilirsiniz.<br /><br /><strong>- Biraz da asktan konusalim mi?<br /></strong>Askta benim teorim su; ask dogustan hormonlarla ilgilidir ama ayni zamanda kazanilmasi, edinilmesi gereken de bir seydir. Emek ister. Hormonu iyi salgilayan asik oldugunu sanabilir, çildirabilir, azabilir ama ask ayri birsey. Bir sanat, bir güzellik yaratmaktir ask. Hiyarlarin, hamhalat heriflerin isi degildir. Diyelim ki kizin birini görüyorum, içime bir ates düsüyor ve asik oluyorum. Yok, öyle yagma, böyle beles bir sey olabilir mi? Ates düstükten sonra ne halt yedigine bagli olarak ask olur ya da olmaz. Ates düstükten sonra o atesi düsüren kisiye gidip onu söndüreyim hemen diyorsan, orada ask yoktur. Ama ask düstugünde; kendimizi, hayati, yasadigimiz kültürü anlamaya ve dönüstürmeye çalisiyorsak, iste ask odur. Bize insan oldugumuzu hatirlatir ve büyük bir sorumluluk yükler. Asik oldugum zaman aklima su gelmeli, asigim, demek ki yapacak çok is var. Yani asktan aldigimiz enerjiyle bir yere bir agaç dikebiliyorsak, bir insana yardim edebiliyorsak, farkli kitaplar okuyabiliyorsak, geregini yerine getirdigimiz seydir. Ask esittir sevgili degil, iki kisilik de degil çok kisiliktir ask. Bütün dünyayi düsman belleyip Leyla'yi sevmek degildir. Leyla'da bütün insanligi sevmektir.<br /><br /><strong>- Bir entelektüel olarak mutlu musunuz?<br /></strong>Yalniz kaldigim zaman, genellikle gece ikiyle dört arasinda mutlu olurum. Televizyonu açarim ama seyretmem. Sesini dinlerim, duvarlara bakip öyle düsünürüm, belki yazasim gelir bir seyler karalarim. Uykum gelince, bu dünya düzelmez arkadas deyip yatarim. Bugün de kurtaramadik dünyayi ne yapalim derim. Hesabi durus, mutlulugu öldüren seydir. Örnegin Nietzsche, adam hayati boyunca bunu anlatti. Ama Nietzsche'yi okuyup karamsar olan adamlar var, onlara sopayla girismek istiyorum bazen. Adam demis ki, ben bir enerji kaynagiyim. Benim insan gibi insan olabilmem, içimdekilerin olabildigince bastirilmadan ortaya çikabilmesidir. Oysa yasam buna izin vermiyor, birbirimizi maskelemek zorunda kaliyoruz. Gerçi Freud medeniyetin temelinin bu oldugunu söylemis. Biz de içimizdeki hayvanligi bastiracagiz diye, içimizdeki insanligi da bastirmisiz. Hala içimizdeki erotik enerjiyle iliskimizde sakatlik var. Erotik yanimiz ortaya çiktiktan sonra ayip bir sey yaptigimizi düsünüyoruz. Onun için vatan millet sakarya, ilim aski, sanki hiç eros yokmus¸ gibi davraniyoruz, dava adami kalibina siginiyoruz. Bütün bu kaliplarim disinda felsefe; çözüm arayanlarin degil, soru soranlarin yeridir, seytanla muhabbettir. Ne zaman ki seytan sizi alt eder, o zaman insan oldugunuzu anlarsiniz.mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-46225326176598021362007-03-16T12:44:00.000+02:002007-03-18T18:25:43.720+02:00kadın vokallerbu aralar kendimi çoğunlukla (hadi mühendis olduğum belli olsun, her 3 müzikten 2si olmak üzere) kadın vokalleri dinlerken buluyorum. en başta güzel sesli Anne Booty (Coco Electrik vokalisti ayrıca) beni buldu. sonrasında sırasıyla gelenler:<br /><br />ikiz kız kardeşlerin seslerini konuşturdukları (ne demek istedim acaba:)) <strong><span style="color:#ff0000;">Exit Clov</span></strong><br /><br />Bright Eyes cover'ı "Lover I don't have to Love" ile <strong><span style="color:#ff0000;">Bettie Serveert<br /></span></strong><br />şirin mi şirin adı olan <span style="color:#ff0000;"><strong>Strawberry Whiplash</strong></span> (milkshake içmek istiyorum adlarını her gördüğümde nedense)<br /><br />fransız aksanlı ingilizcesi ile <span style="color:#ff0000;"><strong>Soko</strong></span>, "I'll kill her" şarkısı ile (bir kadının elinden sevgilisini(geleceğini) almayın, hele kadınsanız lütfen koyduğunuz kurallara uyun)<br /><br />chick-fronted band <strong><span style="color:#ff0000;">Hello Tokyo</span></strong><br /><br />glam-rock'ı unutmamam gerektiğini hatırlatan <strong><span style="color:#ff0000;">Valeze</span></strong><br /><br />bunları bulun, dinleyin ve benim gibi özdeşleşip mutlu olun...<br /><br />ps: bu arada <strong><span style="color:#33ccff;">Radical Face</span></strong>'ten de çok hoşlandım ama kadın vokal değil diye dışlamayıp bu son noktaya koymakta istedim...mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-68792772157630637782007-03-13T09:16:00.000+02:002007-03-13T09:46:51.177+02:00tiksiniyorumşu dakka itibariyle herşeyden tiksiniyorum.<br />sabah uyanınca hissettiğim boşluktan tiksiniyorum.<br />giyinirken giysilerin üstümde kötü durmasından tiksiniyorum.<br />iş giysisi olarak annemin eskilerini giymekten tiksiniyorum.<br />trafikten tiksiniyorum. metrodaki kırolardan ve ter kokularından tiksiniyorum.<br />bir önceki gece tiksindiğim işe 12 saat sonra tekrar gelmekten tiksiniyorum.<br />benden 3 seviye aşağı insanlarla çalışmaktan tiksiniyorum.<br />beni geri çeviren diğer işlerden tiksiniyorum. başka bir işim olmamasından tiksiniyorum.<br />ne yapacağımı bilmemekten tiksiniyorum. kararsızlılığımdan ötürü kendimden tiksiniyorum.<br />hayatta yapacaklarını bilenlerden tiksiniyorum. kaderden tiksiniyorum.<br />suratımın soyulmasından tiksiniyorum. hala ergenlik sivilcesi çıkarmaktan ve onları sıkmaktan tiksiniyorum.<br />bir sevgili aday adayı bile bulamamış olmaktan tiksiniyorum. tüm çiftlerden tiksiniyorum.<br />telefonumun bozulmuş olmasından ve yeni telefon alacak olmaktan tiksiniyorum. maddiyattan ve ona köleliğimden tiksiniyorum.<br />konuşucak bir konum olmamasından tiksiniyorum. düşüncelerimi güzelce ifade edememekten tiksiniyorum.<br />hayatın benim yerime karar vermesinden tiksiniyorum.mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-34219188.post-14101583731296273942007-03-09T16:09:00.000+02:002007-03-09T16:22:14.034+02:00acoustic ladylandmtv arada işe yarıyormuş :) dün akşam sıkıntının, yanmanın (kara giden yanarmış) verdiği tembellikle açtığım mtv'de kliplerinin ilk saniyesine rastlamam kesinlikle ilahi bir olaydı. sarı elbisesiyle Anne Booty "Cuts & Lies" adlı güzide şarkıyı söylemeye başlamıştı ve ben beğenmiştim, sonra saksafonu duydum ve orada hayat durdu... bu kadar güzel başka bir şey daha var mı, kadın vokal ve saksafon, tüm güzellikleri barındırıyorlar... bir caz grubu olan Acoustic Ladyland'a sadece bu şarkısında değil tüm şarkılarında eşlik etmesi gerek hatunumuzun zira caz+punk gibi bir karışık işler yapıp cazı neşeli hale getiren bu guruba çok yakışıyor... izleyelim, tapalım ve sonra tekrar izleyelim...<br /><br /><embed src="http://www.youtube.com/v/mOcBmkQVhZ8" width="425" height="350" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent"></embed><br /><br />bu arada gelmişler babylon'a ama tabi çook geç öğrendim :) diğer şarkılarında da "Saltwater"ı beğendiğimi belirticem. bu arada grup çapraz eşleşme ile Polar Bear grubunu oluşturabiliyorlar.mysthttp://www.blogger.com/profile/07864787555241446117noreply@blogger.com0