Pazartesi, Eylül 11, 2006

hayt bükü \ mesudiye \ datça - eylül 1


burası cidden "rahat" bir yer.

ilk önce nasıl gidilir: datça'dan knidos'a gider gibi yapıp "mesudiye" oklarını takip ederek "hayt bükü" oku ile son bulan yola girmeniz gerek. yol sizi önce jandarma ile tanıştırıacak, ordan da sahiline ulaşıp temiz havasını içinize çekmenizi sağlayacaktır.

sonra nerede oturulur: esasında oturacak bir sürü küçük yer var, hepsinin kendine has özellikleri var. biz dedemin tanımasından dolayı yener abini yeri olan "ege cafe"de ağaçların altında tahta masanın etrafında, hamağım hemen yanında oturuyoruz. gözlemesi süperdir, yener'in annesi saolsun... orada yener ile babası arasındaki diyaloglara özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim, gülmekten yerlere yatabilirsiniz, dikkat! ayrıca iskelenin önünde bulunan sarmaşık cafe'de oturmak için ideal. farkında değilsiniz ama size hep kahve tadındaki, yerlilerin bozmadan korudukları yerleri tavsiye ediyorum. çünkü oraya gidip bodrum'daki kötü barlardan bozma yerlerde bulunmanın hayt bükü'nün havasını bozucağını düşünüyorum.

ne yapılır: tek kelime ile hiçbirşey. denize girin, cam gibi denize, ister sahilden kumlar arasından, ister iskeleden atlayarak. güneşlenin, ister şezlongta, ister birebir kumlarla temasla. gözleme yiyin, ister patatesli, ister otlu beyaz peynirli. hamakta yatın, ister uyuyun, ister kitap okuyun. yener abi ile muhabbet edin, ister babasını çekiştirin, ister yeni evliliğini. tavla oynayın, ister yenin, ister yenilin. veya benim gibi fotoğraf çekin, ister sahili, ister sevdiklerinizi.

Hiç yorum yok: