Salı, Kasım 07, 2006

kalabalıklar içinde

bu kadar blog içinde, okudukça okuyasın geldikçe, nasıl olurda kendini yanlız hissedersin? herkes fikrini söylüyorken, duygular kelimelere dökülürken, hikayeler bitmeyecek kadar çokken "büyük bir mahalle"de gibi hissediyorum esasında, ama esasında kimse adımı bilmiyorum, yüzümü, simamı bilmiyorum. nasıl güldüğümü, ağlarken çıkardığım sesleri değil sadece neler yaşadığımı, iç çekişlerimi, dışavurumlarımı biliyor. fiziksel özellikler önemini yitiriyor mu artık? hatta kadın-erkek-travesti bilinmeden paylaşımlar limitsizleşiyor da unisex bir kalbe doğru mu gidiliyor? tüm bunlar bizi daha iyi "insan" yapar mı? peki amacımız bu mu ki? yoksa sadece varolduğumuzu kanıtlama çabamız mı? kime neyi kanıtlıyoruz, düşünebildiğimizi, duygularımız ve yorumlarımız olduğunu diğer insanlar bilince dünya üzerinde başarılı mı olucaz?

ben bunları yazmasaydım yok olur muydum?

1 yorum:

Birsen Şahin dedi ki...

Hayır, sadece bu değil. Ben sanata gönül vermiş biriyim, bir başkası protest bir yaşam sürmekte. Bak sana link vereyim, git, baştan beri izle ne yaptıklarını. Yani, bir yaşam biçimi aynı zamanda blog hayatı. Her şeye rağmen protest olabilip, sesini de duyurma ortamı bana göre.

http://earthhomegarden.blogspot.com/ Git buraya, değişik yaşamlar var, başkaldırılar var.

Belki dünyayı değiştiremiyor bu yaşamlar, ama unutma ki, kendisi için değiştiriyor dünyayı insan, kendi istediği gibi yaşadıkça.